top of page

Sebepsiz Zenginleşmeden Doğan Borç İlişkilerinde Giderleri İsteme Hakkı

Güncelleme tarihi: 23 Oca 2023

TBK’nın 77. Maddesine göre; bir kimse haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşirse bu kimse sebepsiz zenginleşmiş sayılır ve bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Genel olarak sebepsiz zenginleşme, tıpkı sözleşmeler veya haksız fiiller gibi bir borç kaynağıdır.


Önem arz eden hususlardan birisi de bahsedilen geri verme yükümlülüğünün kapsamıdır. Bu konuda düzenlenen TBK m. 79 ve 80’e göre; sebepsiz zenginleşen kimse, iade istemi sırasında elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği kısmın dışını geri vermek zorunda olup elinden çıkan kısım itibariyle de iyi niyet hususu gözetilecektir. Buna göre sebepsiz zenginleşen kişi iyi niyetli olmadan zenginleşmeyi elinden çıkarmış ise bu zenginleşmenin tamamını geri vermek zorundadır.


Ayrıca zorunlu giderlerinin ve yararlı giderlerinden sadece geri verme anında bulunan değer artışının ödenmesini isteyebilir. Ancak zenginleşen kişi iyi niyetli ise yaptığı zorunlu ve yararlı giderleri geri verme isteminde bulunan kişiden talep edebilecektir.


Bunun yanı sıra sebepsiz yere zenginleşen kimse, -iyi niyetli olup olmadığına bakılmaksızın- diğer giderlerin ödenmesini talep edemez ancak kendisine bir karşılık önerilmediği takdirde zenginleşme konusu şey ile birleştirdiği ve o şeye zarar vermeden ayırabilmesi mümkün olan eklemelerini geri alabilir.


Konu ile ilgili güncel bir Yargıtay Kararı incelenecek olursa;


…sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında uygun nedensellik (illiyet) bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekmektedir. Sebepsiz zenginleşme halinde zenginleşen ve fakirleşen arasında kanun gereği bir borç ilişkisi doğmakta olup, bu borcun konusu malvarlığında meydana gelen fazlalığın geri verilmesidir.


Sebepsiz zenginleşme nedeniyle iade borcunun kapsamı ve yapılmış olan giderlerden hangilerinin geri istenebileceği, giderlerin niteliğine ve zenginleşen kimsenin iyiniyetli ya da kötüniyetli oluşuna göre farklılık göstermektedir. … öncelikle yapılan masrafların niteliği üzerinde durmak gerekmiştir.


Yasada tanımları yapılmamış olmakla birlikte, bir şeyin varlığını ve değerini korumak için yapılması gerekli olan harcamalar; zorunlu, bir şeyin değerini ve verimini arttırmak için yapılan harcamalar; faydalı ve hiçbir gereği yokken sadece kişisel zevkler için yapılan harcamalar ise; lüks olarak nitelendirilmektedir.


Bu aşamada az önce belirtilen yasal hükümlerin zenginleşenin iyiniyetli ya da kötü niyetli olma durumuna göre değerlendirmesine gelince; zenginleşen iyiniyetli ise, yaptığı zorunlu ve yararlı giderleri, geri verme isteminde bulunandan isteyebilir.


Zenginleşen iyiniyetli değilse, zorunlu giderlerinin ve yararlı giderlerinden sadece geri verme zamanında mevcut olan değer artışının ödenmesini isteyebilir.


Zenginleşen, iyiniyetli olup olmadığına bakılmaksızın, diğer giderlerinin ödenmesini isteyemez. …


Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında … Mahkemece her ne kadar dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, alınan raporda yapılan imalat ve tadilatların neler olduğu belirtilmiş ise de, faydalı,zorunlu ya da lüks imalat ayrımı yapılmadığı gibi söz konusu taşınmazların net olarak hangi tarihlerde tahliye edildikleri belirlenmeden 2012 yılı itibariyle hesaplama yapıldığı anlaşılmakla,söz konusu raporun hükme esas alınabilecek nicelik ve nitelikte olmadığı açıktır.


Bu itibarla mahkemece, alanında uzman ayrı bir 3’lü bilirkişi heyetinden davacının dava konusu taşınmaz için yaptırdığı imalat ve tadilatların tespiti ile bunların lüks mü yoksa faydalı ve zorunlu mu oldukları, bunların sebepsiz zenginleşme tarihi olan dava konusu taşınmazların davacı tarafından tahliye edildiği tarih itibariyle tutarının ne olduğu, yapılan imalatların ve tadilatların asıl şeyden ayrılmasının mümkün olup olmadığı hususlarını içeren Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınması suretiyle sonucuna uygun hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi…

(Yargıtay 3. H.D. 17.06.2019, 2017/8430 E. - 2019/5505 K.)


Güncel tarihli Yargıtay içtihadında yasa hükmü incelemesinin yanı sıra uygulama esnasında Mahkemelerce uzman bir Bilirkişi Heyeti oluşturularak dava konusu hakkında yaptırılan imalat ve tadilatların tespit ettirilmesi, bunların lüks-faydalı-zorunlu olarak sınıflandırılması, yapılan giderlerin sebepsiz zenginleşme tarihi itibariyle tutarının ne olduğu, yapılan imalat ile tadilatların asıl şeyden ayrılabilmesinin mümkün olup olmadığı hususlarını da içeren kapsamlı ve denetime elverişli bir rapor alınması gerektiği belirtilmiştir.


Bununla birlikte Karar metninde zorunlu, faydalı ve lüks harcamaların tanımlamaları da yapılmıştır. Buna göre zorunlu harcamalar bir şeyin varlığını ve değerini korumak için yapılması gerekli olan harcamalar; faydalı harcamalar bir şeyin değerini ve verimini arttırmak için yapılan harcamalar; lüks harcamalar ise sadece kişisel zevkler için yapılan harcamalar olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamalar da uygulamada Mahkemelere yol gösterici olacaktır.


Son olarak da bahsetmek gerekir ki TBK m. 82 uyarınca sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak 10 yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrayacaktır.


Av. Mehmet Berke ERYILMAZ

Yorumlar


© 2021 - Bu site Köker & Eryılmaz Hukuk ve Danışmanlık Ofisi tarafından oluşturulmuş olup tüm hakları saklıdır.

  • Twitter
  • Instagram
  • LinkedIn
bottom of page