Kanuni Düzenlemeleriyle Eser Sözleşmesi
- Mehmet Berke Eryılmaz
- 23 Kas 2021
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 20 Oca 2023
Eser Sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ila 486. Maddeleri arasında düzenlenmiştir. TBK m. 470 uyarınca eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Dolayısıyla eser sözleşmesi tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme niteliğini haizdir.
Yüklenicinin borçlarının neler olduğu kanunda belirlenmiş durumdadır:
· Üstlenilen edimlerin ifasında iş sahibinin menfaatlerini gözetecektir.
· Basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranarak özen yükümlülüğünü yerine getirmek durumundadır.
· Eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özelliklerinin önem taşıdığı hal dışında, iş başkasına da yaptırılabilir.
· Aksine belirlenmedikçe eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçlerin sağlanmasından yüklenici sorumludur. Malzemenin yüklenici tarafından sağlanması halinde ayıptan doğan sorumluluk malzeme üzerine de yayılacaktır.
· Eserin meydana getirildiği esnada, iş sahibinin sağladığı malzemenin veya eserin yapılması için gösterdiği yerin ayıplı olduğu ya da eserin zamanında söz verilen şekliyle meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek başka bir durum ortaya çıkarsa, yüklenici bu durumu hemen iş sahibine bildirilmelidir, aksi durum yüklenicinin sorumluluğunu doğurur. Yüklenicinin kişisel özellikleri göz önünde tutularak yapılmış olan sözleşme, yüklenicinin ölümü veya kusuru olmaksızın eseri tamamlama yeteneğini kaybetmesi durumunda kendiliğinden sona erecektir. Bu durumda iş sahibi, eserin tamamlanan kısmından yararlanabilecek ise, onu kabul etmek ve karşılığını vermekle yükümlü tutulmuştur. Uygulamada en sık görülen hususlardan biri olan işe başlanmaması, zamanında bitirilememesi hususu TBK m. 473’te düzenlenmiştir. Kanun hükmüne göre; “Yüklenicinin işe zamanında başlamaması veya sözleşme hükümlerine aykırı olarak işi geciktirmesi ya da iş sahibine yüklenemeyecek bir sebeple ortaya çıkan gecikme yüzünden bütün tahminlere göre yüklenicinin işi kararlaştırılan zamanda bitiremeyeceği açıkça anlaşılırsa, iş sahibi teslim için belirlenen günü beklemek zorunda olmaksızın sözleşmeden dönebilir.
Meydana getirilmesi sırasında, eserin yüklenicinin kusuru yüzünden ayıplı veya sözleşmeye aykırı olarak meydana getirileceği açıkça görülüyorsa, iş sahibi bunu önlemek üzere vereceği veya verdireceği uygun bir süre içinde yükleniciye, ayıbın veya aykırılığın giderilmesi; aksi takdirde hasar ve masrafları kendisine ait olmak üzere, onarımın veya işe devamın bir üçüncü kişiye verileceği konusunda ihtarda bulunabilir.” Görüldüğü üzere TBK m. 473 ile beraber iş sahiplerine büyük bir güvence getirilmiş durumdadır. Buna göre yüklenicinin işe zamanında başlamaması, işi savsaklaması, geciktirmesi veya iş sahibine yüklenemeyecek başka bir olay nedeniyle eserin anlaşılan zamanda yetişmeyeceğinin görülmesi halinde iş sahibi sözleşmeden dönebilir. Bu noktada iş sahibi eğer ki sözleşmeden dönerse bunun anlamı yüklenici ile aralarında bulunan sözleşme ilişkisini geçmişe etkili olarak ortadan kaldıracaktır. Ancak, yüklenici temerrüde düşmesinde bir kusuru olmadığını ispat edemezse iş sahibi, sözleşmenin hükümsüz kalması nedeniyle uğradığı zararın giderilmesini (menfi zararını) isteyebilecektir. (TBK m. 125/3) Bir diğer nokta olan eser sözleşmesinde ayıp sebebiyle sorumluluk hususuna gelecek olursak bu husus TBK m. 474-478 arasında düzenlenmiştir. İş sahibi, eserin tesliminden sonra, kanun lafzıyla işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirecek ve ayıpları varsa, uygun bir süre içerisinde yükleniciye bildirecektir. Eserde bir ayıp olduğu tespit edildiği ve bu ayıbın yükleniciden kaynaklandığı varsayımında iş sahibinin 3 adet seçimlik hakkı bulunmaktadır: · Eser, iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ise sözleşmeden dönebilir. · Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteyebilir. · Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteyebilir. Bu seçimlik hakların yanı sıra iş sahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı da saklıdır. Bir diğer husus olarak eserin iş sahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olması ihtimalinde eserin sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa iş sahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamayacaktır.
TBK m. 477’ye göre yüklenici kasten gizlediği veya usulüne uygun şekilde gözden geçirilmesine rağmen fark edilmeyen ayıplar hariç olmak üzere eserin kabulünden sonra her türlü sorumluluktan kurtulur. İş sahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse eseri kabul etmiş sayılır. Eser sözleşmesinde ayıp konulu davalar teslim tarihinden başlayarak, taşınmaz yapılar dışındaki eserlerde 2 yıl; taşınmaz yapılarda ise 5 yıl ve yüklenicinin ağır kusuru varsa, ayıplı eserin niteliğine bakılmaksızın 20 yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Eser sözleşmesi, kendisinden doğan bütün borçların ifa edilmesiyle, yaklaşık bedelin aşılması, eserin yok olması, tazminat karşılığı fesih, iş sahibi yüzünden ifanın imkânsızlaşması ve yüklenicinin ölümü veya yeteneğini kaybetmesi halinde sona erer. İş sahibinin sözleşmeyle doğan bedel ödeme borcu, eserin teslimi anında muaccel olur. Eserin kısımlar halinde teslim edilmesi halinde her kısmın bedeli onun teslimi anında muaccel olacaktır. Bedele ilişkin olarak kanunda 480 ve 481. Maddeler düzenlenmiştir.
Bedel götürü olarak belirlenmişse yüklenici, eseri o bedelle meydana getirmekle yükümlüdür. Eser, öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenici, belirlenen bedelin artırılmasını isteyemez. Eş bakış açısıyla eser, öngörülenden az emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile iş sahibi, belirlenen bedelin tamamını ödemekle yükümlüdür. Tabi bu noktada başlangıçta öngörülemeyen durumların belirlenen götürü bedel ile eserin yapılmasına engel olması haline ilişkin olarak Kanun’da farklıca bir hüküm getirilmiştir. Böyle bir durumun yaşanması halinde yüklenici, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteyebilecektir.
Eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenecektir. İş sahibini koruyucu hükümlerden biri de TBK m. 482’dir. Bu maddeye göre; başlangıçta yaklaşık olarak belirlenen bedelin, iş sahibinin kusuru olmaksızın aşırı ölçüde aşılacağı anlaşılırsa iş sahibi, eser henüz tamamlanmadan veya tamamlandıktan sonra sözleşmeden dönebilir.
Eser, iş sahibinin arsası üzerine yapılıyorsa iş sahibi, bedelden uygun bir miktarın indirilmesini isteyebileceği gibi, eser henüz tamamlanmamışsa, yüklenicinin işe devam etmesini engelleyerek tamamlanan kısım için hakkaniyete uygun bir bedel ödemek suretiyle sözleşmeyi feshedebilir.
TBK m. 485 uyarınca eserin tamamlanması, iş sahibi ile ilgili beklenmedik olay dolayısıyla imkânsızlaşırsa yüklenici, yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderlerini isteyebilir. İfa imkânsızlığının ortaya çıkmasında iş sahibi kusurluysa, yüklenicinin ayrıca tazminat isteme hakkı vardır.
Konuyla ilgili soru ve sorunlarınız için Eryılmaz & Eryılmaz Hukuk ve Danışmanlık Ofisi'ne ulaşabilirsiniz.

Comentarios