top of page

İşe İade Davasının Kıdem ile İhbar Tazminatı Taleplerine Etkisi

Güncelleme tarihi: 20 Oca 2023

İşe iade davası ile kıdem - ihbar tazminatı davası birbirinden farklıdır. İşe iade davasında incelenen husus feshin geçerli bir fesih olması iken kıdem tazminatında incelenen husus feshin haklı bir fesih olmasıdır. Bu noktada bu iki kavramı birbirinden ayırmak gerekmektedir.


Haklı fesih: Dürüstlük kuralları çerçevesinde iş ilişkisini sürdürmesi beklenmeyecek tarafa, iş akdini derhal feshetme yetkisi veren, bozucu yenilik doğuran bir haktır. İş Kanunu'nun 24. Maddesi işçinin, 25. Maddesi ise işverenin haklı nedenle derhal fesih hakkını incelemektedir.


Geçerli fesih: Bir haklı fesih nedeni oluşturacak ağırlıkta olmamakla birlikte, işverene bildirim sürelerine uyarak belirsiz süreli iş sözleşmesine son verme olanağı tanıyan hak olarak tanımlayabiliriz.


Dolayısıyla bu iki kavram birbirinden ayrıdır ve işe iade davası ile kıdem tazminatı davalarında incelenen hususlar da bu sebeple birbirinden farklıdır.


Bu noktada haklı feshin geçerli fesihten hukuki yönden daha kapsamlı ve üstün olduğu söylenebilecektir. Misalen iş akdi haksız ve geçersiz bir nedenle feshedilen işçi - diğer şartların sağlandığı varsayımda - işe iade davasını da kıdem - ihbar tazminatı davasını da kazanacaktır. Ancak iş akdi haksız ancak geçerli bir nedenle feshedilen işçi kıdem - ihbar tazminatına hak kazanacak olmasına rağmen işe iade davasını kazanamayacaktır. Aradaki farkı anlamak bu sebeple önemlidir.


Yargıtay'ın yerleşik içtihadı uyarınca işe iade davasında fesih hakkında yapılan değerlendirme daha sonrasında açılacak kıdem-ihbar tazminatı davasında yapılacak fesih incelemesi yönünden kesin delil oluşturmasa da kuvvetli delil olarak değerlendirilebilecektir.


"Feshin geçersizliğini tespiti ile işe iadenin talep edildiği davalarda verilen kararlar, daha sonra açılabilecek ihbar ve kıdem tazminatı talep edildiği davalarda kesin hüküm oluşturmasa da, kuvvetli delil olarak değerlendirilmelidir. İçtihatlar bu yönde istikrar kazanmıştır." (Yarg. 9. H.D. 2021/6757 E. – 2021/11140 K.)


İşe iade davası ile kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin aynı anda talep edildiği varsayımında işe iade davası, kıdem ve ihbar tazminatlarının talep edildiği davada bekletici mesele yapılabilir.


Zira Yargıtay'ın bu konudaki görüşü incelenecek olursa; "...Davacı ... kıdem ve ihbar tazminatları ile bir takım işçi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. ... işe iade davasının görülerek davanın reddine karar verildiği ... verilen kararın henüz kesinleşmediği görülmektedir. Feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığının tespiti açısından bahsi geçen mahkeme kararının kesinleşmesi beklenmeli oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir." (Yarg. 22. H.D. 2017/18722 E. - 2018/26624 K.)


Dolayısıyla kıdem - ihbar tazminatı talebi ile işe iade davasının aynı anda açılması halinde kıdem - ihbar tazminatı talepli dava, diğer davanın sonuçlanmasını bekletici mesele yapacaktır. Mantıken de bakıldığında işe iade davasında işçinin asıl talebi iş akdinin geçersiz nedenle feshedildiğini ortaya koyarak işe geri dönmesi yönünde karar verilmesidir. Dolayısıyla işe geri dönmesi yönünde talebi bulunan işçinin aynı anda kıdem tazminatı talepli dava açması birbiriyle çelişmektedir.


Sonuç olarak gelinen noktada iki seçenekten biri tercih edilebilir:


  • Kıdem ve ihbar tazminatı talepli dava açmak için işe iade davasının sonuçlanması beklenebilir.


  • Kıdem ve ihbar tazminatı talepli dava, işe iade davası ile aynı tarihlerde açılır. Daha sonra işe iade davası, bu dava için bekletici mesele yapılır.



Comments


© 2021 - Bu site Köker & Eryılmaz Hukuk ve Danışmanlık Ofisi tarafından oluşturulmuş olup tüm hakları saklıdır.

  • Twitter
  • Instagram
  • LinkedIn
bottom of page