Hukukun Zayıfı Koruma Amacı
- Mehmet Berke Eryılmaz
- 23 Kas 2021
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 20 Oca 2023
Hukuk; birey, toplum ve devletin hareketlerini, birbirleriyle olan ilişkilerini, yetkili organlar tarafından usulüne uygun olarak çıkarılan ve kamu gücüyle desteklenen normatif bir bilimdir.1
Hukuk biliminin ortaya çıktığı günden bu yana amaçlarından birisi daima zayıfı, güçsüz olanı korumak olmuştur. Feodaller karşısında çiftçi, imparatorluklar karşısında reaya ve günümüzde devlet karşısında halk, işveren karşısında işçi ve genel anlamda tüketiciler geçmişten bugüne korunması amaçlanan tarafta olmuştur.
Yapılan güçlü zayıf ayrımının temeli; aralarındaki ilişkide taraflardan birinin diğerine nazaran daha fazla avantajının bulunması olarak açıklanabilir. Diğer bir deyişle ilişkinin bir tarafı diğerinin görüş ve eylemlerine çeşitli nedenlerle eşit düzeyde karşılık verememektedir. Bu çeşitli nedenler ilişkinin türüne göre farklılaşmaktadır.
Tüketici hukukunun doğuşunun temel nedeni tüketicinin korunmasıdır. Kendisine mal ve hizmet sunanlar ile yaptığı hukuki işlemlerin güçsüz tarafı olan tüketici yalnız ekonomik ve sosyal değil, aynı zamanda bilgisizlikten kaynaklanan olumsuzluklar nedeniyle de korunmaya muhtaçtır. Bugün tüketici haklarının belirlenmesi salt ulusal hukuk düzenlemelerine bırakılmamakta, tüketicinin korunması konusunda uluslararası düzeyde bir takım ortak ilke ve kurallar kabul edilerek tüketici haklarına evrensel bir nitelik kazandırılmaya ve bu suretle de ulusal hukuk düzenlerine yön verilmeye çalışılmaktadır. 2
En basit örnekle bugün kullandığımız 6502 sayılı yasamızın adı dahi Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’dur. Tüketici için verilen bu örneğin aynısı işçi için de verilebilir. İş hukukunda işverene başta ekonomik olmak üzere kişisel ve sosyal koşullar bakımından bağımlı ve zayıf olan işçinin korunmasının amaçlanmaktadır.
İş hukukunda işçinin korunması ilkesi kapsamında "işçi lehine yorum ilkesi" benimsenmiştir. Bu ilkeye göre hakim, hükümde açıklık bulunmayan ve tereddütlü hallerde inceleme yaparak işçi yararına olan koşul ve durumu kabul edecektir.3
Hukukun temel amaçlarından birisinin zayıf tarafı korumak olduğu ve bu korumanın yalnızca kanun isimlerinde yer alarak veya yorum kuralları getirerek sağlanamayacağı ve hatta sağlanamadığı ortadadır. Hukukun zayıfı, avantajlı taraf karşısında koruyabilmesi için ihtiyacı olan sert ve uygulanabilir yasa hükümleridir.
Öte yandan bahsedilmesi gereken bir diğer husus ise zayıf tarafı korumanın sınırının nasıl çizileceğidir. Uygulamada iş ve tüketici hukuku alanlarındaki dosyalarda sık sık bu sınırın çizilemediği, denklemin iki tarafında da çeşitli mağduriyetler yaratıldığı görülmektedir.
İş hukuku yönünden, işçi lehine yorum ilkesi yukarıda da belirtildiği üzere somut olayda uygulanacak hükümde açıklık bulunmadığı veya tereddüt oluşturan hallerde işçi yararına olan koşul ve durumun varsayımla kabul edilmesi halidir. Dolayısıyla bu ilkenin açık kanun hükümleri karşısında uygulanamayacağı, yine sabit delillerin bu ilkeyle bertaraf edilemeyeceği açıktır. Bu ilke tüketici ve idari yargılama hukukunda biraz daha dar şekilde uygulanabilecektir.
En temele dönüldüğünde zayıf tarafı bu konuma getiren hususlardan birisinin de yapılan normatif düzenlemeler olduğu düşünüldüğünde daha korumacı bir mevzuat, avantajlı tarafın bu avantajını kötüye kullanmasını engelleyen hükümler, ancak aynı zamanda bu korumanın sınırının da daha net şekilde çizilmesi herkesi rahatlatacaktır.
Av. Mehmet Berke ERYILMAZ
1 https://tr.wikipedia.org/wiki/Hukuk#Hukukun_dayanağı
2 Tüketici Hukukunun Amacı Ve Özellikleri Prof. Dr. A. Lâle Sirmen s.2
3 Yargıtay Kararları Işığında İşçi Lehine Yorum İlkesi Av. Metin Polat hukukihaber.net/yargitay-kararlari-isiginda-isci-lehine-yorum-ilkesi-makale,7071.html

Comentarios